
KANSERLERE ETKİLİ OLAN BİTKİLER
REİSHİ MANTARI (GANODERMA LUCİDUM L.)
İdrar yolları ve idrar torbası, kalınbağırsak, karaciğer. kemik, meme ve prostat kanserinde faydalıdır
Bir mantar türü olup 'lingzhi', 'ganoderma lucidum' veya 'ölümsüzlük mantarı' olarak da adlandırılmaktadır. Mantarın baş ve gövdesi uzun süredir geleneksel Çin tıbbında tedavi için kullanılmaktadır. Kansere karşı etkili olduğu ve bağışıklık sistemini uyardığı saptanmıştır. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde yaygın olarak kullanılmakta olup yaşlanmaya karşı, antioksidan, alerji, tansiyon yüksekliği ile şeker hastalığına karşı yararlı olduğuna düşünülmektedir. Ayrıca radyoterapi ve kemoterapinin yan etkilerini azalttığı belirtilmiştir. Kanser hastalarında yararlı olabileceği düşünülen ürünlerden birisidir. İçinde etkili madde beta-D glucan'dır. Kanser hastalarında yapılan çalışmalarda bağışıklık sistemini uyardığı, bir çalışmada da akciğer kanseri olan hastalarda yaşam kalitesini yüzde 70 iyileştirdiği gösterilmiştir. Bağışıklık hücrelerinin işlevini artırdığı birçok makalede gösterilmiştir. Fakat klinik çalışmalarda hastaların bir kısmında bağışıklık sistemini baskıladığı da görülmüştür. Reishi mantarına karşı insanların yanıtlarının farklı olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle özellikle kemoterapi ile beraber kullanılmasında dikkatli olunmalıdır. Laboratuvar çalışmalarında meme ve prostat kanseri hücrelerinin yayılma riskini azalttığı, çeşitli kanser hücrelerini öldürdüğü ve kanserin damarlanmasını önlediği gösterilmiştir. Lösemi, meme, sarkom, kalınbağırsak, karaciğer, mesane ( idrar torbası) ve prostat kanseri hücrelerini yok etmektedir. Fakat bu etkinin insanlarda sağlanması için gerekli dozları hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Sağlıklı insanlarda yapılan bir çalışmada 1.44 gram/gün kapsül formunda veya 13,2 gram/gün taze mantar formunda reishi verilmesinin belirgin bir yan etkisi olmadığı, kanda antioksidan kapasitenin arttığı saptanmıştır.
Kullanım şekli: Yüzde 4 triterpenlere veya yüzde 10-12,5 polisakkarit içeriğine göre hazırlanmış ürünlerinin kullanılması önerilmektedir. Kullamm dozu olarak günde dört defa 250 miligramlık standardize ekstrakt alınması önerilir
Yan etki olarak ağız ve boğaz kuruması, cilt kuruluğu, , midebağırsak yakınmaları görülebilmektedir.
Kanama riskini artırabileceği için pıhtılaşmayı engelleyen ilaçlarla birlikte kullanılması tehlikeli olabilir.
Tansiyon düşürücü etkisi nedeni ile tansiyon ilaçlarının etkisini artırabilir. Otoimmun hastalıklarda ve organ nakli olmuş hastalarda bağışıklık yanıtını artıracağı için kullanılması önerilmemektedir. Antioksidan olması nedeni ile bazı kemoterapi ilaçlarının ve radyoterapinin etkisini azaltabilir.
ISIRGANOTU (URTİCA DİOİCA L.)
Prostat kanserinde faydalıdır
Bilimsel ismi 'urtica dioica' olup, İngilizce ismi 'nettle'dir. Isırganotu, günümüzde alternatif tedavi uygulayıcıları tarafından oldukça sık kullanılan bir bitkisel üründür. Bu nedenle de hastalarımız arasında en sık kullanıllan alternatif tedavi oluşumlarından birisidir. Isırganotunun yararlı olan kısımları yaprak, gövde ve kökleridir. Isırganotu tohumunun bir tıbbi yararı bulunmamaktadır. Laboratuvar çalışmaları, ağrı kesici, ülser önleyici, bağışıklık sistemini kuvvetlendirici etkilerinin olduğunu, şeker düşürülmesi, kolesterol düzelmesi, karaciğere zararlı maddelerin azaltılması, HIV enfeksiyonunun hücreye girmesinin önlenmesi, çeşitli virüs hastalıkları ve beyinde oksijensizliğe bağlı hasarın egzersiz ile tedavisinde yararlı olduğu cortaya konmuştur. Fakat bu çalışmaların hayvan çalışmaları olduğu unutulmamalıdır.
Kanser tedavisi (radyoterapi veya kemoterapi) ile birlikte kullanılmasının etkisi ile ilişkili bilimsel çalışma yoktur. Bunun nedeni ise ön çalışmalarda kanser hücrelerini öldürücü etkisinin olmaması olabilir. Bu konuda, Ege Üniversitesinde bir araştırmada ısırganotunun kanser hücrelerini öldürmediği gösterilmiştir. Bu nedenle doğrudan kanser tedavi edici özelliği bulunmamaktadır Fakat prostat kanseri hücreleri üzerine öldürücü etkisinin olduğunu gösteren çalışmalar bulunması nedeni ile bu kanserlerde araştırılması düşünülmektedir.
Isırganotunun insanlarda en önemli yararının prostat bezi büyümelerinde, basit idrar yolu enfeksiyonlarında ve kemik kireçlenmesi olarak bilinen osteoartritte olduğu gösterilmiştir. Özellikle prostat bezi büyümelerinde bazı bitkiler ile birlikte kullanıldığında tıbbi tedaviye eşdeğer etkinlikte olduğu ve yan etkisinin tıbbi tedaviden daha az olduğu gösterilmiştir. Bu bağlamda bazı ülkelerde iyi huylu prostat bezi büyümelerinin bitkisel tedavisinde kullanılmaktadır. Şu an ise prostat bezi büyümelerinde tıbbi tedavi ile ısırganotunun birlikte kullanılmasının etkinliğinin araştırılması planlanmaktadır Isırganotunun bazı hastalarda karaciğer testlerini bozabileceği, bazı hastalarda da şiddetli alerjik reaksiyona neden olabileceği akılda tutulmalıdır Alerjik bünyesi olanların veya karaciğer testleri bozuk olanların buna dikkat etmeleri, mümkünse kullanmamaları daha iyi olur
NAR (PUNİCA GRANATUM L.)
Baş-boyun, kalınbağırsak, lösemi, meme ve prostat kanserinde faydalıdır Ayrıca kansere karşı koruyucudur.
Bilimsel adı 'punica granatum' olup İngilizce ismi 'pomegranatedir. Meyvesinin çekirdekleri etrafında bulunan zardan elde edilen meyve suyu veya ekstraktlar tedavi için kullanılmaktadır. Nar binlerce yıldır kullanılan bitkisel ürünlerden biridir. 2000 yılından önce literatürde nar ile ilgili az sayıda çalışma varken son yıllarda yüzlerce çalışma yapılmıştır. Narın içinde bulunan maddelerin çeşitli hastalıklarda etkinliğinin bulunması bu bitkisel meyve dikkatleri çekmiştir. Genel kullanım alanları kanser tedavisi ve kanserden korunma, kalp damar hastalığı, şeker hastalığı, ereksiyon problemleri, ultraviyole ışının zararından korunma, Alzheimer, erkek infertilitesi, artrit ve şişmanlık tedavisidir.
Günde 50 mililitre konsantre meyve suyunun uzun süreli kullanılması ile yarar elde edilmektedir. İçinde güçlü anti-kanser ve antioksidan madde olan elajik asitvardırr.
Standardize edilmiş birçok üründe kuvvetli etkinlik için yüzde 35-40'tan fazla elajik asit bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar narın içindeki bütün maddeleri içeren ekstraktın daha etkili olduğunu ileri sürerler. Bunun da elajik asit ve diğer kimyasal maddelerin birbirlerinin etkilerini artırmalarına bağlı olduğu düşünülmektedir.
Nar ekstraktlarının (kabuk, çekirdek yağı ve suyu) kullanıldığı laboratuvar çalışmalarında, prostat kanseri hücrelerini öldürdüğü görülmüştür. Prostat kanseri nedeni ile tedavi gören ve kanseri tekrarlayan hastalara günde 250 gram nar suyu verilmesi ile hastaların üçte birinde PSA'da azalma olduğu gösterilmiştir. Prostat kanserinde nar ekstraktlarının kullanılmasının etkinliği faz 3 çalışmada araştırılmaktadır. Meme kanseri hücrelerinde damarlanmayı sağlayan faktörlerin salınmasını engellemekte, başka organa sıçrama yeteneğini önelemekte ve kanser hücrelerini öldürmektedir.
Baş-boyun ve kalınbağırsak kanseri hücreleri ile lösemi hücrelerinin çoğalmasını azaltmaktadır.
SARI KANTARON (HYPERİCUM PERFORATUM L.)
Akciğer, beyin, idrar yolları ve idrar torbası, karaciğer, lösemi, meme, mide, rahim ağzı ve yumurtalık kanserlerinde faydalıdır
Ülkemizde 'bindebirlik otu', 'kanotu', 'kılıçotu','yaraotu' veya 'kuzukıran' olarak çeşitli isimler verilen ve bilimsel adı 'hypericum perforatum' isimli bitkinin dünyada yaygın kullanılan bir diğer ismi de 'Saint Johns wort'dur. Depresyon ve iltihabi hastalıkların tedavisinde etkili olduğu gösterilmiş geleneksel tedavilerin başında gelmektedir. Ayrıca yorgunluk, uykusuzluk, ağrı, çocuklardaki gece idrar kaçırmalarında, adet yakınmaları ve yara yeri iyileşmesi için de kullanılır
Kanser ile ilişkili olarak yapılan hücre ve hayvan çalışmalarında kantaronun akciğer, beyin, karaciğer, meme, mesane (idrar yolları ve idrar torbası), mide, yumurtalık ve rahim ağzı kanseri ile lösemi hücrelerini öldürdüğü ve kanserin damarlanmasını engellediği gösterilmiştir. Bu nedenle de günümüzde kanserin tedavisinde kullanılması ile ilişkili olarak makaleler yapılmaktadır. İnsanlarda yapılmış bir çalışma yoktur .
Klinik çalışmalarda ağız yoluyla alınım için kullanılan dozlar aktif madde hypericin için miligram/gün, 'sarı kantaron' için 900-1800 miligram/ gündür. 'Sarı kantaron'un yan etkileri az olup (yüzde 2,5), çoğunlukla mide bağırsak sistemi rahatsızlıkları, , yorgunluk ve alerjik cilt döküntüleri gibi reaksiyonlara neden olabilmektedir.Özellikle 'sarı kantaron' kullanan açık tenli hastaların, güneşte kalmamaları önerilir. Ayrıca 'sarı kantaron' kullanacak yaşlıların güneşli havalarda gözlerinin hassasiyetinin artması nedeni ile güneş gözlüğü ile dışarı çıkmalarıtavsiye edilmektedir. Yan etkileri:Doğum kontrol haplarının etkinliğini azaltarak istenmeyen gebeliklere neden olabilmektedir.Kalp ilaçlarının etkinliğini azaltabilir.
Organ nakli hastalarında kullanılan bazı ilaçların etkisini azaltarak organ reddine neden olabilmektedir. Depresyon ilaçları ile birlikte kullanıldığında şiddetli serotonin sendromu gelişimine neden olabilmektedir.Kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçların etkinliğini azaltarak tedavi yararlarının azalmasına neden olabilir.Kolesterol düşürücü ilaçların ve bazı ülser ilaçlarının metabolizmasını değistirebilmektedir.Bahsedilen yan etkiler 'sarı kantaron'un insan vücudunda uyardığı kimyasal süreçler nedeni ile olmaktadır. Bu ilaçların etkinliğinin bozulması hastalar için tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle yukarıda bahsedilen tedavileri alan hastaların 'sarı kantaron' kullanmamaları ve bu konuda hekimlerine danışmaları önerilir.
KUDRET NARI (MOMORDİCA CHARANTİA L)
Baş-boyun, cilt, idrar yolları ve idrar torbası, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme ve prostat kanserlerinde faydalıdır
İngilizcede 'bitter melon' veya 'balsam pear' olarak isimlendirilen bir bitkidir. Meyveleri ve çekirdekleri faydalı olmaktadır. Bağışıklık hastalıkları, viral enfeksiyonlar, şeker hastalığı, lipid yüksekliği ve kanser tedavisinde kullanılmaktadır. Antioksidan özellik taşımaktadır. Kan şekerini düşürücü etkisinin, hem şeker hastalarında hem de normal insanlarda olduğu gösterilmiştir. Bu yararının laboratuvar, hayvan ve insan çalışmalarında gösterilmiş olması nedeni ile şeker hastalarının ve şeker hastalığına eğilimi olan insanların beslenme programında olması önerilir.
Laboratuvar çalışmalarında, lösemi, lenfoma, koryokarsinom, malign melanom, meme kanseri, cilt tümörleri, prostat kanseri, baş-boyun kanserleri, mesane (idrar yolları ve idrar torbası) kanseri ve Hodgkin hastalığında etkili olduğu ve kanser hücrelerini öldürdüğü bulunmuştur.
Kudret narının içinde bulunan bazı maddelerin de kanser hücrelerinin ilaçlara karşı direnç gelişiminden sorumlu olan moleküllerin aktivitesini azalttığı gösterilmiştir. Böylece ilaçların kanser hücresinin içinde etkili bir şekildi birikmesini sağlayabileceği söylenmektedir Kanser hastalarında yapılan bir çalışmada bağışıklık hücrelerini uyarmadığı gösterilmiştir. Günümüzde kanser hastalarında yararı ile ilişkili çalışmaların yapılması düşünülmektedir
Kullanım şekli: Ekstraktları kapsül formunda satılmakta olup günde 2-3 kapsül yemeklerden önce alınması önerilir.
PANAX GİNSENG
Akciğer, beyin, böbrek, kalınbağırsak, karaciğer, lösemi, malign melanom, mide, kemik, prostat ve yumurtalık kanserlerine karşı etkilidir Ayrıca (başboyun, kalınbağırsak, karaciğer, mide ve pankreas) kanserlerine karşı kullanılır
Diğer isimleri Asian ginseng, Chinese ginseng, Korean ginsengtir. Panax kelimesi de tam iyileşme anlamına gelmekte olup panax ginseng'in vücudun bütün kısımlarım iyileştirdiğine inanılır.
Panax ginseng, dünyada yaygın olarak kullanılan bitkisel ürünlerin başında gelmektedir. Çeşitli kalitede ürünler bulunmaktadır. En kaliteli ürün Kore'nin 'kırmızı ginseng'idir. En güçlü ürün 4-5 yaşındaki bitkilerden elde edilmektedir.
Yapılan çalışmalarda iltihap giderici etki gösterdiği,, kanser hücrelerini öldürdüğü, sinir iletimini iyileştirdiği ve bağışıklık sistemi üzerine olumlu etkileri olduğu saptanmıştır. Yan etkilerinin de oldukça düşük olduğu görülmüştür. Genel olarak halsizlik ve yorgunluk yakınmalarının giderilmesinde, dikkati artırmada, şeker hastalığında, AIDS, ağrı, seksüel bozukluk, vücuda güç ve kuvvet vermede yararlı olduğu düşünülmektedir
Ginseng tüketimi olan toplumlarda baş-boyun, mide, karaciğer, pankreas ve kalınbağırsak kanserlerinin görülme sıklığı belirgin azalmaktadır.
Kalınbağırsak, mide, karaciğer, böbrek, prostat, lösemi, akciğer, beyin, malign melanom, yumurtalık ve kemik gibi çeşitli organların kanserlerinde etkili olduğu laboratuvar ve hayvan çalışmalarında saptanmıştır.
İlaç direncini ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca tümör hücrelerinin bağışıklık sistemi tarafından tanınmasını artırmaktadır. Deneysel prostat kanseri yapılmış hayvanlarda tek başına kanserin büyümesini engellediği gibi kanser ilaçlarıyla veya radyoterapi ile birlikte güvenle kullanıldığı ve tıbbi tedavinin etkisini artırdığı gösterilmiştir.
Mide kanseri hücrelerinde mitomisin C isimli ilacın birikmesini ve kanser hücresini öldürücü etkisini artırdığı gösterilmiştir. Hayvan çalışmalarında doksorubisin gibi ilaçların kalp üzerine olan yan etkilerini azalttığı gösterilmiştir Karaciğer toksisitesi ve kan şekerinde düşüklüğe neden olabilir. Şeker hastalarının dikkat etmesi gereklidir.Kanama, düşük ve kasılma olabileceği için hamilelerin kullanmaması gereklidir.Çekirdeklerin etrafında bulunan kırmızı zarın, çocuklarda bulantı, kusma, ishal ve hatta ölüme neden olduğu bildirilmiştir. famid isimli ilaçtan 24 saat sonra verildiğinde tedavi yanıtını ve başarısını artırdığı saptanmıştır.
Panax ginseng meme kanseri hücrelerini öldürmekte ve tamoksifen isimli ilacın meme kanseri hücrelerini öldürücü etkisini artırmaktadır. Jinekolojik (vulva, vajina, rahim, rahim ağzı ve yumurtalık) veya karaciğer-safra yolları kanseri nedeni ile kemoterapi alan hastalara günde 3000 mg ginseng verilmesiyle 12 hafta sonra zihinsel ve fiziksel kapasitelerinde artış olduğu bulunmuştur. 1455 hastalık bir klinik çalışmada meme kanseri nedeni ile tedavi görmüş hastalardan ginseng kullananların yaşam sürelerinin ve yaşam kalitelerinin daha iyi olduğu, kansere bağlı ölüm riskinin azaltıldığı saptanmıştır.
Çalışmalarda radyoterapinin yan etkilerini antioksidan özelliğinin yanı sıra bağışıklık sistemini düzenleyerek azalttığısaptanmıştır.. İlaç metabolizmasında önemli rol oynayan enzimler üzerine etkileri bulunmamaktadır. Yan etkileri nadirdir.
Kullanım şekli: 200-600 mg standardize edilmiş ekstrakt veya 1-2 gram/ gün bitkisel ürün olarak kullanılması önerilmektedir:
Yüksek dozlarda kullanılması halinde, kan şekerini düşürücü ilaçların etkisini artırabilir. Meme ağrısı, menopoz sonrası vajinal kanama, adet kanamaşının fazla olması,, tansiyon yüksekliği, , hızlı konuşma, gözbebeğinde genişleme gibi yan etkiler bildirilmiştir.Özellikle aşırı yüksek dozları (3 gram/gün gibi) ile birlikte kafein içeren ürünlerin alınması ile yan etkiler şiddetli ortaya çıkmaktadır.Kemoterapi ile birlikte kullanılabilir. Fakat özellikle kanamaya eğilim yaratması nedeni ile dikkatli olunmalı ve bu konuda hekime bilgi verilmelidir.Pıhtılaşmayı bozan ilaçlar ile birlikte alındığında tehlikeli olabilir.
ZERDEÇAL (CURCUMA LONGA L)
Baş-boyun, cilt, idrar yolları ve idrar torbası, kalınbağırsak, meme, mide, pankreas ve rahim ağzı kanserlerinde faydalıdır
İngilizcede turmeric denen zerdeçal, ülkemizde 'Hint safranı' olarak da bilinen baharattır. Baharata altın sarısı rengi veren temel bileşendir. Yapılan çalışmalarda iltihap giderici ve antioksidan olduğu gösterilmiştir. Asyada yapılan çalışınalarda ise zerdeçalın zihinsel fonksiyonları artırdığı belirlenmiştir. Hindistan ve Asyada iltihaplı hastalıkların, cilt yaralarının ve tümörlerinin tedavisinde uzun süredir kullanılmaktadır.
Yeni yapılan çalışmalarda zerdeçalın, normal olmayan hücrelerin ve kanser hucvelerinin çoğalmasını engellediği gösterilmiştir. Özellikle kanser hücrelerinin yaşamasını sağlayan enzimin aktivitesini azalttığı gösterilmiştir. İnsanlarda kanser tedavisinde etkinliği bilinmemekle birlikte kanser hücre kültürü ve hayvan çalışmalarında cilt, meme ve mide-bağırsak sistemi tümörlerinde etkili olduğu saptanmıştır. İnsanlarda ağızdan emiliminin kötü olduğu, alımdan 1-2 saat sonra pik plazma seviyelerine ulaştığı ve 4000 mg/gün ve üstü dozlarında plazmada saptanabildiği gösterilmiştir. İleri evre kalınbağırsak kanserli hastalarda yapılan ve 36-180 mg/gün zerdeçal kullanılan bir çalışmada, plazmada idrarda saptanamamış, zerdeçalın yüzde 65-85'inin dışkı ile atıldığı gösteril miştir. Zerdeçal bağırsak epiteli ve karaciğerde metabolize olmaktadır. Barsaklardan çoğunun değişmeden atılması nedeni ile kalınbağırsak kanseri gelişiminin engellenmesinde yararlı olabileceği düşünülmektedir. Özellikle kalınbağırsak kanseri riski yüksek insanlarda koruyucu amaçla kullanılması araştırılmaktadır. Kalınbağırsak kanseri, pankreas kanseri gibi kanserlerin tedavisinde kemoterapi ile birlikte kullanılmasının etkinliği ile ilişkili klinik çalışmalar yapılmaktadır. Tayvan ve Hindistan'da yapılan klinik çalışmalarda mesane (idrar yolları ve idrar torbası), yumuşak damak (baş-boyun), mide, rahim ağzı ve ciltte kansere dönüşen lezyonlarda iyileşme sağlandığı gösterilmiştir. Yapılan bir çalışmada 3,6 gram/gün zerdeçal alınmasının kanda aktivite gösterdiği, hafif ishal dışında iyi tolere edildiği gözlenmiştir. Bu nedenle kalınbağırsak dışındaki sistemik kanser çalışmalarında 3,6 gram/gün üzerinde dozların kullanılabileceği ileri sürülmüştür. Hayvan çalışmasında meme kanserinin akciğer metastazı yapmasını azalttığı, paclitaxel isimli kemoterapi ilacının meme kanserini öldürücü etkisini belirgin artırdığı saptanmıştır. Bu çalışmada hayvanlara ağız yoluyla verilmiş ve insan çalışmaları için umut olmuştur. Ayrıca yeni yapılan başka bir hayvan çalışmasında da zerdeçalın, gemcitabin isimli kemoterapi ilacının pankreas kanseri hücrelerini öldürücü etkisini artırdığı gösterilmiştir. Bu nedenle sistemik tedavinin etkinliğinin artırılmasında yardımcı bir ajan olabileceği düşünülmektedir.
Zerdeçalın siklofosfamid, doksorubisin, mekloretamin ve irinotecan isimli ilaçların meme kanseri hücrelerini öldürücü etkisini bozduğunun gösterilmesi nedeni ile bu ilaçları alan hastaların kullanmaması gereklidir.Ayrıca spastik bağırsak hastalığı olanlarda yakınmaları artırdığı için kullanılmamalıdır.Safra yolları tıkanıklığı, safra taşı, ülser dâhil mide-bağırsak hastalığı olanların bu ürünü kullanmaması gereklidir.Ayrıca pıhtılaşmayı azaltan ilaçların etkisini artırarak kanamaya neden olabilir.
ZENCEFİL (ZİNGİBER OFFİCİNALE L.)
Akciğer, kalınbağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme, mide, pankreas ve yumurtalık kanserlerinde faydalıdır.İngilizce'de 'ginger', Latincede 'zingiber officinale' olarak isimlendirilen bitkinin tedavide kökleri kullanılır. 16. yüzyıldan beri Ayurvedik tıpta ve geleneksel Çin tıbbında mide-bağırsak yakınmalarının tedavisi için kullanılmaktadır. En önemli kullanım sahası bulantı ve kusmanın tedavisi, ishal, mide ve bağırsak gazı, hazımsızlık, kasılma tarzı ağrıların giderilmesi, iştah açıcı, idrar miktarının artırılması, romatoid artrit ve kanser tedavisidir. Özellikle hamilelik, cerrahi girişim veya duygusal bozukluklara bağlı bulantı ve kusmaya karşı yararlı olduğu klinik çalışmalarda gösterilmiştir. Bazı küçük klinik çalışmalarda da kanser tedavisinde kullanılan kemoterapiye bağlı bulantı ve kusma tedavisinde yararlı olduğu gösterilmiştir. ABD'de Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından desteklenen bir çalışmada kemoterapiye bağlı bulantı-kusmanın önlenmesi ve tedavisinde zencefilin yararı ile ilişkili büyük bir çalışma planlanmıştır. Bu çalışmada kemoterapi ile birlikte standart bulantı-kusma önleyici ilaçların yanında 250 mg zencefil içeren kapsülden sabah 1-3 kapsül ve akşam 1-3 kapsül toplam 6 gün verilmesi; zencefil almayan kola da plasebo olarak isimlendirilen ve içinde ilaç içermeyen kapsüllerden verilmesi planlanmıştır Bu tür çalışmalar ilerde daha yararlı bilgiler verecektir. Günümüzde bulantı kusmanın tedavisinde çok etkili ilaçların bulunduğunu da belirtmemiz gereklidir. Zencefil daha ucuz alternatif yardımcı bir ürün olabilir. Başka küçük bir klinik çalışmada kemoterapi sonrasında yüksek miktarda protein içeren diyet ve zencefil verilmesinin bulantı-kusma yakınmalarını azalttığı gösterilmiştir.
Kanser hücrelerine etkisi ile ilişkili olarak da laboratuvar çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalarda akciğer, kalınbağırsak, malign melanom, meme, mide, karaciğer, pankreas, yumurtalık kanseri ile lösemi ve lenfoma hücrelerini öldürdüğü gösterilmiştir. Yumurtalık kanseri hücreleri ile ilgili yapılan bir çalışmada da zencefilin içinde bulunan çeşitli maddelerin kanser hücrelerini öldürdüğü, damarlanmayı azalttığı, ilaç direnci ve tümörün çoğalmasıyla ilişkili olan faktörleri baskıladığı gösterilmiştir. Bu çalışmada özellikle yumurtalık kanserinde zencefilin besinsel destek tedavisi içinde yer almasının yararlı olabileceği ileri sürülmüştür. Yapılan erken faz çalışmada sağlıklı insanlara ağız yoluyla 100 miligram-2 gram dozlarında zencefil verilmesi ile kanda zencefil bileşenlerinin saptandığı gösterilmiştir.
Zencefilin en sık görülen yan etkileri mide yanması ve dermatittir. Aşırı miktarlarda alınırsa merkezi sinir sitemini baskılayabilir ve kalpta tim bozukluğuna neden olabilir.Pıhtılaşmayı azalttığından, pıhtılaşmayı azaltan ilaçlarla birlikte kullc dığında kanamaya neden olabilir.Tansiyon düşürücü ilaçlarla kan şekerini azaltan ilaçların etkisini artırabilir.Mide asidinin üretimini artırdığı için H2 reseptör antagonistlerinin ve proton pompa inhibitörlerinin etkisini azaltabilir.
ASTRAGALUS / DELİ ÇÖVEN (ASTRAGALUS MEMBRANACEUS L.)
Akciğer kanserinde faydalıdır
Astragalus, geleneksel Çin tıbbi ürünlerinden olup 'astragalus membranaceus' (Çin geveni) bitkisinden elde edilmektedir. Ülkemizde 'deli çöven' olarak bilinmektedir. Bitkinin kökü tedavi edici olarak kullanılmaktadır.
Çin tıbbında, soğuk algınlığı, şeker hastalığı, böbrek, kalp, bağışıklık ve enfeksiyon hastalıkları, vücut direncinin artırılması, karaciğer koruyucu tedavi, kanser tedavisi ve kemoterapi yan etkilerinin azaltılmasında sıklıkla diğer bitkisel ürünlerle birlikte kullanılmakta ve yararlı olduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.
Özellikle son yıllarda kansere karşı etkili olduğuna inanılması ile oldukça popüler hale gelmiştir. Çalışmaların çoğunun Çin'de yapılması ve bilimsel açıdan kaliteli olmamaları nedeni ile etkinliği tam kabul görmemektedir.
Kanserle ilgili olarak yapılan çalışmalarda, bağışıklık hücrelerini uyardığı, bağışıklık hücrelerinin akciğer kanseri hücrelerini tanımasını sağladığı, cisplatin temelli kemoterapi ile birlikte uygulandığında akciğer kanserli hastaların sonuçlarında belirgin iyileşme sağladığı saptanmıştır.
Bilimsel çalışmaların değerlendirildiği bir araştırmada, ileri evre küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarda kemoterapinin başarı şansını artırdığı ve yan etkileri azalttığı gösterilmiş; fakat metaanalize alınan çalışmaların kalitelerinin kötü olması nedeni ile özeleştiri yapılmıştır. İlaçların karaciğere yaptığı hasarı azaltmada yararı olduğu saptanmıştır. Astragalus içeren ürünler, atletlerde oksijen kullanımını ve alımını artırarak yorgunluğu da azaltmaktadır.
Piyasada bulunan ürünlerin en önemli sorunu standardizasyonun olmamasıdır. Bu nedenle güvenli markaların kaliteli ürünleri tercih edilmelidir.
Kullanım şekli: Çoğunlukla ağız yolu ile günde dört defa 250-500 mg ekstrakt veya günde üç defa 500-1000 mg kök içeren kapsül formları kullamlmaktadır. Ayrıca küçük hücreli akciğer kanserinin tedavisinde 60 ml/gün intravenöz uygulaması bulunmaktadır.Bezelye, nohut veya börülce gibi gıdalara alerjisi olanlarda astragalus alerjisi gelişebileceğinden dikkatli olunmalıdır.En çok mide rahatsızlığı ve alerjik reaksiyonlar görülmektedir.Kan şekerini düşürebileceği için özellikle şeker hastalığı olanların daha yakın takip edilmesi gereklidir. Kanamaya neden olabileceği için özellikle aspirin, warfarin, heparin ve ağrı kesicilerin kullanıldığı hastalarda ve hemofili hastalarında kullanılmamalı veya dozu azaltılmalıdır.
Bağışıklık sistemini uyarıcı özelliği nedeni ile organ nakli olmuş ve bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç alan hastalarda kullanılması sakıncalı olabilir. Aloe vera, ginseng, deve dikeni, biberiye gibi kan şekerini düşürebilen diğer bitkisel ürünlerle birlikte kullanıldığında kan şekerine dikkat edilmelidir. Aynısefa, yabanmersini, black cohosh, okaliptus, zerdeçal, zencefil ve ökseotu gibi tansiyonu düşürebilen diğer bitkisel ürünlerle birlikte kullanıldığında dikkat edilmelidir.Ginkgo biloba ve sarımsak gibi kanamaya neden olabilen diğer bitkisel ürünlerle birlikte kullanıldığında dikkat edilmelidir.